top of page

Soyut Sanatı Anlamak Mümkün mü?

Güncelleme tarihi: 12 Kas 2021

Çoğumuz bir müzeye veya sanat galerisine gittiğimizde kaygıya kapılabiliyoruz. Özellikle sanat galerilerinin kapısından içeri grime konusunda tereddüt edebiliyoruz. Gördüğümüz eserleri, sanatçıları, akımları tanımamız, eserin aktarmak istediğini anlamamız gerektiğini düşünüyoruz. “Ya bir şey anlamazsam, ya etrafımdakiler bunu fark ederse, yanlış bir şey sorup, söyler, kendimi rezil edersem…” gibi kaygılar yaşayabiliyoruz. Bu düşünceler, sanatın sadece entellektüel birikimi olan belli bir kesime hitap ettiği hissini oluşturup, toplumu sanattan, müzelere ve galerilere gitme fikrinden uzaklaştırabiliyor. Belki de şu noktayı kendimize sürekli hatırlatmamız gerekiyordur; sanat bir ifadedir. Gördüğümüzü, hissettiğimizi yorumlamaktır. Eserin veya sanatçının aktarmak istediği fikri, düşünceyi veya duyguyu “doğru” olarak bilmek, anlamak değil, yaratıcı bir şekilde düşünmekle, açık fikirli olmakla ilgilidir sanat. Sanatta doğru ya da yanlış cevap yoktur çünkü sanat yoruma açıktır. İnsanların üzerindeki etkisi bireyseldir ve işte bu nedenle kişiye özgü bir deneyimdir. Yani aradığımız anlam eserin içinde gizlenmiş, bulunmayı bekleyen bir şey değildir. Anlam eserle aramızda olan bir şeydir. Geçmişimize, deneyimlerimize, içinde bulunduğumuz çağa, kültüre, inanç ve inanışlarımıza, topluma, siyasi ve ekonomik konjonktüre göre şekillenebilir. Aynı şekilde tüm bu etkenlerin sanatçıda bıraktığı izler de eseri, biçimini, yönünü etkileyecektir. Bu nedenle anlam herkes için farklıdır. Hatta biraz ileri gidip birçok kişinin çoğu sanat eserini anlamadığını söyleyebiliriz de. Ayrıca tüm eserleri anlamak gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi sırf anladığımız için tüm sanat eserlerinden hoşlanmak durumunda da değiliz.


Herhangi bir şey gördüğümüzde ister bir tablo, ister bir film, ister bir reklam panosu, beynimiz bir saniyelik, son derece karmaşık bir okuma ve anlamlandırma süreci gerçekleştirir. Biz farkında bile olmadan, bu görüntü hakkında anlayışımızı oluşturan bir dizi ipucunu özümseriz. Tam bu aşamada bir süreliğine yavaşlayarak, herhangi bir anlık sonuca hemen atlamadan beklemek, bakmak, görmek ve anlam yükleme sürecini tamamlayabilmek için kendimize fırsat vermeliyiz. Bu bir yorumlama sürecidir.


Peki ama antik Yunan mitlerinin veya dini sembollerin yer aldığı eserleri nasıl anlayacağız dediğinizi duyar gibiyim. Evet sanatçılar, yüzyıllar boyunca eski Yunan ve Roma mitleri, Eski ve Yeni Ahit'te anlatılan öyküleri eserlerinde aktarmış ve bir semboller dili gelişmiştir. Bu sembollerin anlamını bilmeden o eseri tam olarak anlamak mümkün olmayabilir. Ancak zambağın saflık, devekuşu yumurtasının bekaret anlamına geldiğini bilmesek de baktığımız eserden zevk almak ve eseri kendimizce yorumlayıp, anlamak mümkün değil midir sizce de?

Bir imajın tam ve doğru anlamını belirlemeye çalışmaktan vaz geçip, süreçten keyif almayı deneyemez miyiz? Resmin neye benzediğini anlamaya çalışmaktansa, resmin bizi içine çekmesine izin verebiliriz. Bizde hangi duyguların, duyumların veya hatıraların ortaya çıktığına dikkat edebiliriz. Örneğin müzik dinlerken notaların neler olduğunu bulmaya çalışmıyoruz değil mi? Müziğin ruhumuza dokunmasına izin veririz, dinleriz, ne anlatılmaya çalıştığına değil, ne hissettiğimize odaklanırız. Belki de müzik dinlerken yapabildiğimiz bu şeyi gözlerimiz bir resmin üzerinde dolaşırken de yapmayı deneyebiliriz ne dersiniz? Bir müzik parçasını dinler gibi seyredebiliriz.


Ancak ben tablolara baktığımda anlamama yardımcı olacak bazı ipuçlarını bilmek istiyorum derseniz gelin bir dedektif gibi dikkatlice bakıp, sorular sorarak bilgi toplayabileceğimiz bazı adımlara birlikte bakalım.

- Bu sanat eseri hakkında neyi merak ediyorum? Neyi fark ediyorum?

- Esere baktığımdaki ilk tepkim ne? İlk fikrim daha uzun süre baktıktan sonra değişti mi?

- Böyle bir çalışmanın amacı ne olabilir?

- Bu eserde neler oluyor? İlginç/sıkıcı/eksik olan nedir?

- Eserde hangi duyguları fark ediyorum? Esere baktığımda ne hissediyorum?

- Bana ne hatırlatıyor? Bu eseri tekrar görmek ister miyim? Bu eser farklı düşünmeme neden oldu mu?

- Konum hakkında neyi anlayabiliyorum?

- Eğer eserde insan varsa, eser onlar hakkında bana ne anlatıyor?

- Bir zaman aralığı var mı?

- Bu sanat eserinin yapıldığı dönemde neler oluyordu? Bu bilgi eserle ilgili anlayışımı nasıl değiştirdi?

- Resimdeki şekillerin, nesnelerin ve şekillerin boyutu ve yerleşimi hakkında neler fark ediyorum?

- Sanatçı hangi renkleri kullanmayı tercih etmiş? Soğuk mu yoksa sıcak renkler mi kullanmış? Sanatçıların yaptığı yaratıcı seçimler (Çizgi, renk, şekil, biçim, doku, değer) işin ana konusunu anlamama nasıl yardımcı oluyor?

- Sanatçı dikkatimi nasıl ve neye çekiyor?

- Bu işle ilgili önemli olan ne?

Ancak eğer eser soyut bir sanat eseri ise çok daha özgürüz. Soyut sanat, bize sanat eserini keşfetme ve çalışmaya kendi anlamımızı yükleme özgürlüğü verir. Aslına bakarsanız çoğu soyut sanatçı, mükemmel bir şekilde işlenmiş bir gül veya gerçekçi bir portre çizme yeteneğine sahiptir, ancak bunu yapmamayı seçerler. Nesnelerden bağımsız, daha özgür bir görsel deneyim sunarak yaratıcılıklarını göstermeyi tercih ederler. Soyut sanatın bu anlamda daha tedirgin edici olduğunu düşünüyorum. Çünkü sanatın ne "hakkında" olduğunu otomatik olarak bir bakışta anlayamayabiliyoruz. Ya da hiçbir şeye benzemediği için bir şey "hakkında" olmadığını varsayabiliyoruz çünkü soyut sanatta, tanınabilir, tanımlanabilir nesneler çoğu zaman yoktur. Bu da bizim için kafa karıştırıcı olabiliyor.


Açıkçası, sanat tarihi, mitoloji, ikonografi, sanat akımları, sanatçı ve yaşadığı dönem hakkında bilgimiz olmasa bile görsel zekamız sandığımızdan daha iyidir. Kendimize güvenip, bir şeyleri kelimelere dökme ihtiyacımızı bir yana bırakıp, sanat eserinin bizi alıp götürmesine izin verebiliriz ...



32 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page